Her yıl 3-9 Kasım tarihleri, toplumda organ ve doku bağışının önemini vurgulamak ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla “Organ ve Doku Bağışı Haftası” olarak kutlanmaktadır. Tedavisi yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün olan hastalıklar, ülkemizde ve dünya genelinde ciddi sağlık sorunları arasında yer almakta; bu hafta, organ bağış oranlarını artırmayı hedeflemektedir.
Organ nakli; vücutta işlevini yitiren bir organın, canlı veya kadavradan alınan sağlıklı bir organla değiştirilmesidir. Hayattayken, kişi kendi özgür iradesiyle tıbben yaşamı sona erdikten sonra organ ve dokularının başkalarının tedavisinde kullanılmasına izin verebilir ve bu isteğini belgelendirebilir. Her organ bağışı yeni bir yaşam umudu anlamına gelirken, bağış sayısının artması organ bekleyen binlerce hasta için umut ışığı olmaktadır.
Türkiye, organ nakli konusunda güçlü bir altyapıya, deneyimli nakil ekiplerine ve modern nakil merkezlerine sahip olmasına rağmen en büyük sorunlardan biri kadavra bağış oranındaki yetersizliktir. Ülkemizde organ bağış süreci Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde, “Türkiye Organ ve Doku Nakli Bilgi Sistemi” üzerinden adaletli ve şeffaf bir şekilde yürütülmektedir. Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsak gibi organların yanı sıra kemik, kemik iliği, kornea ve kalp kapağı gibi dokuların da nakilleri yapılabilmektedir.
Organ bağışında bulunmak isteyen vatandaşlar, il sağlık müdürlükleri, hastaneler, organ nakil merkezleri veya aile hekimliklerine başvurarak bağış işlemlerini başlatabilirler. Bağış yapmak isteyenlerin, iki tanık huzurunda belge imzalayarak organ bağışı kartına sahip olmaları ve bu kartı yanlarında taşımaları gerekmektedir. 18 yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan herkes, organ bağışı yaparak yaşam umudunu paylaşabilir.
İstanbul Rumeli Üniversitesi olarak, Organ ve Doku Bağışı Haftası vesilesiyle tüm vatandaşlarımızı bu anlamlı adımı atmaya davet ediyor; her bağışın bir hayatı kurtarabileceğini önemle hatırlatıyoruz.